'Yap-İşlet-Sahip Ol' modeli Eleştiriliyor

TAKİP ET

Türkiye'nin Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi, ülkenin enerji arz güvenliğini sağlamak ve enerji dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla hayata geçiriliyor. Proje tamamlandığında Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacağı ve enerji açığının kapatılmasında önemli bir rol oynayacağı belirtiliyor. Ancak, projenin yapısı ve işletme modeli bazı eleştirileri de beraberinde getiriyor.

Türkiye'nin Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi, ülkenin enerji arz güvenliğini sağlamak ve enerji dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla hayata geçiriliyor. Proje tamamlandığında Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacağı ve enerji açığının kapatılmasında önemli bir rol oynayacağı belirtiliyor. Ancak, projenin yapısı ve işletme modeli bazı eleştirileri de beraberinde getiriyor.

Foreign Policy Research Institute adlı düşünce kuruluşundan Araştırma Direktörü Aaron Stein, Akkuyu NGS'yi, çoğunlukla Ruslar tarafından işletilen ve Rus yakıt ve geri alma hükümleri ile Türk işçileriyle inşa edilen bir Rus nükleer santrali olarak tanımlıyor. Projenin yap-işlet-sahip ol modeli, nükleer endüstrisinde ilk defa uygulanıyor. Buna göre Akkuyu NGS, inşası tamamlandığında Rosatom kontrolünde kalacak ve Türkiye'ye transfer edilmeyecek.

Projenin yüksek maliyeti de eleştiriler arasında yer alıyor. Türkiye, projeyi gerçekleştirmek için Rosatom'a kilovat saat başına 12.35 sent ödeyecek. Bazı analistler, bu fiyatın dünya ortalamasının 2-3 kat üzerinde olduğunu düşünüyor. Projede yer alan Türk firmalarının sözleşmelerinin feshedilmesi ve bilgi aktarım sürecinin sekteye uğraması da eleştiriler arasında yer alıyor.

Enerji uzmanları, Türkiye'nin enerji politikasını uzun vadeli olarak değerlendirmesi gerektiğini ve enerji güvenliğinin sağlanması için sürekli bir şekilde enerji üreten bazı kaynaklara ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. Nükleer enerjinin, yenilenebilir kaynaklara alternatif olabileceği ve enerjide arz güvenliği açısından faydalı olabileceği ifade ediliyor. Ancak, nükleer santrallerin diğer enerji kaynaklarına kıyasla maliyetli, yapım süreçleri bakımından uzun ve doğa ile insan sağlığı açısından tehlikeli olduğu da uzmanlar tarafından vurgulanıyor.

Geçtiğimiz yıllarda yaşanan Fukuşima nükleer santral kazası da, nükleer enerjinin doğa ve insan sağlığı açısından taşıdığı riskleri bir kez daha gündeme getirdi. Bu nedenle, Türkiye'nin nükleer enerji politikasını yeniden gözden geçirmesi ve enerji üretimi konusunda daha sürdürülebilir alternatifler araştırması önem kazanıyor.

fukushima Akkuyu akkuyu nükleer güç santrali